Geçenlerde dinlemeden sadece isminden dolayı indirmiştim şarkıyı.Bir dinleyim dedim sonra.Servisteydim tabi dinlerken.Gözlerim kapalıydı.Bir insan gözleri kapalıyken ağlayabilir mi diye düşündüm, demek ki ağlayabiliyormuş.O günden sonra sürekli dinler oldum. Tam 4 senedir kendimi kaybolmuş gibi hissediyorum aslında.Bu dört sene öncesine kadar yabancı pop şarkıdan başka şey dinlemezdim.Arkadaşlarım yeter artık eylül bırak dediğinde bunları nasıl dinlemiyorsunuz ya siz derdim hep.Sonra bir gün ansızın bir fotoğrafta bir çocuk gördüm. Aynı okulda olduğum. İlk görüşte aşk falan değildi ki bence böyle bir durum yok. Her neyse hesabını buldum çocuğun bir şekilde. O zamanlar birisinden hoşlanıyordum ama kafam o fotoğraftan sonra hep bu çocuktaydı. Hesabı gizli olduğu için göremiyordum. Bir gün hesabını herkese açık yapmıştı, girdim baktım.Şarkı söylerken videolarını çekmiş falan.Biosunda da aşk nefrete ne yakınsın yazıyor. Sebepsizce beğendim ve bunun bir söz olduğunu düşündüm. Dedim ya türkçe hiçbir şarkı ya da şarkıcı bilmem. İnternette kimin sözü bu diye arattığımda karşıma Athena-yalan şarkısı çıktı. Dinlemeye başladım. Zaten ne olduysa o şarkıdan sonra oldu.Her gün dinlemeye başladım.Bu arada okulda da o çocuğu gördüm hayatımda ilk defa canlı bir şekilde. Fotoğraftakinden çok daha yakışıklı ve sevimliydi. Bir gün yine en yakın arkadaşımla servise binmeden önce bi kantine uğrayalım dedik. Normalde hoşlandığım çocuğun yanından geçerken kalbim durur,elimi falan sıkardım ama o güm hiçbir tepki vermedim. Arkadaşım eylül noluyor dediğinde ben de anlam veremedim. Artık her gün tenefüslere o çocuk için iniyordum. Bu arada bir yaş büyüktü benden, ben o zamanlar 8.sınıftım ve o da lise 1 di. Biraz ayran gönüllüydüm ben bir de. Arkadaşlarıma birini anlatırdım seviyorum diye sonra birden soğurdum ve arkadaşlarıma onu zaten hiç sevmemiştim ki derdim. Bu yüzden bu çocuğu da anlattığımda bana inanmamışlardı başta. Hak veriyordum onlara tabii bunun da diğerleri gibi olacağını nerden bilebilirdim ki? Artık her gün sırada ona bakıyor, ortak teneffüslerimizde gözüm onu arıyordu. Derslerle bir alakam yoktu zaten çalışmıyordum, tamamen kendimi ona şartlandırmıştım. Ve ben o çocukla birlikte türkçe şarkılar dinlemeye başladım. Keşfet fm diye bir kanal keşfettim. O zamanlar 20 küsür bin takipçisi vardı kanalın. Orada çağan adında birini keşfettim.Sesiyle büyülendim,sözleriyle yandım.Onu kendime sakladım. Sürekli dinlemeye başladım. Bir şarkıyı 15 kere dinlemeniz bıkmanız için yeter ya hani, ben 15 bin kez dinlemiş ama bıkmamıştım. Bu çocuğa hissettiğim şeyler her geçen gün içimde büyüdü. Arkadaşlarım da bunun farklı olduğunu anlamış olacak ki beni desteklediler. Sırf onu görebileyim diye yolu uzatırdım okulda. Bir gün haberim yoktu arkadaşlarım önde ben arkada merdivenden iniyoruz. Yanımdaymış haberim yok. Arkadaşlarım da yavaş yavaş yürüyor. Meğerse fark etmişler yan yana gelelim diye yavaş iniyorlarmış. Merdivenin bitiminde çocuk sağ tarafa döndü ve o zaman fark ettim. Sonra nefesim tutuldu birden,titremeye başladım. Artık ne zaman yanımdan geçse nefesimi tutmaya başlamıştım. Sanki nefes alsam ona zarar verecekmişim gibi. Hafta sonu etütlerine gelmeye başladım sırf 5 dakika görebilmek için onu. Hatta kaç kere onların servisine bindim teyzemgile gideceğim bahanesiyle. Serviste de arkamı dönüp bakamadığım için max 10 saniye görmüş olurdum. 10 saniye için 1.30 saat boyunca eve yürürdüm. Annem niye terlisin diye sorduğunda hava sıcaktı diye bahane üretirdim.Böyle zaman geçti. Arkadaşımın erkek arkadaşıyla aynı sınıftaydı. Ona söylemiştim bu durumu. Bana söylemeden ona onu sevdiğimi söylemiş. Sürekli bakıyordu bana ben de umutlanıyordum kendimce. Nerden bilebilirdim ki öğrendiğini. Hayatımda ilk kez sadece bir kez olsun içimde tutmak istemiştim sevgimi. O da olmamış,öğrenmişti.Gurur yapmadım hiçbir zaman. Zaten bir sene,sonra hiç görmeyeceğim diyordum o yüzden bakıyordum. Zaman böylece geçti. Bir cuma günüydü mezuniyet öncesi fotoğraf çekilecektik.Ertesi gün başka bir şehire taşınıyordum.Perşembe günü akşamı arkadaşıma ondan bana kalan hiçbir şey yok tarzında şeyler yazmıştım. Arkadaşım sevgilisine söylemiş ve benim için şişesini almışlar. Çekim bittiğinde kantinin orda oturuyorduk. Bir anda berk geldi ve bana bi şişe vardi. Onun dedi. Ne olduğunu anlamadan ağlamaya başladım. Ama nasıl içten ağlıyorum. Sanki bulutlar da benim içinmiş gibi ağlamaya başladı,nasıl yağmur yağıyordu.Hayatımda ilk kez bu denli sevmiştim birini. Hep kendimce herkes gider derdim. Ama ben gidiyordum.O şişeyi hep sakladım. Tam 4 sene oldu üstünden geçeli. Geçenlerde annem benden habersiz atmış çöpe. Çöpü karıştırıp buldum. Sonra hep yanımda taşıdım. En değerli eşyasıymış şişesi. Hatta şişesinin kaybolduğunu anlayınca çok üzülmüş ama benim aldığımı duyunca da bir şey dememiş.Sonra taşındık işte yeni bir şehre. Çok yabancıydı her şey. Çok kötüydü. Her gün ağlıyordum artık. Geceleri uyumaz olmuş sürekli şişeye bakıyordum. Yaz tatilim bok gibi geçiyordu. Ta ki bir gün bana mesaj atana dek. Uyuyakalmışım o gün. Akşam 10.30 gibi bir mesaj gelmiş “Selamğ” diye. Mesajı görür görmez telefonu elimden düşürüp kırmıştım. Sonra ağlamaya başladım. En yakınlarıma yazdım. Onlar da çok mutlu oldu. Ama heyecandan 1-1.30 saat sonra yazabildim.Anında geri döndü.Hatırladın mı beni yazmıştı,sanki unutmam mümkünmüş gibi.Böyle devam etti konuşmamız.Elim titriyor yazamıyordum gece 1 e kadar konuşmuştuk.Sonra birden bana beni nasıl sevdin dedi? Ama o kadar nazikti ki yanlış anlama ama nasıl sevdin dedi. O kadar iyiydi ki ben çok kirli bir insanmış gibiydim onun yanında.Ben de anlattım. Sonra konuşacak konu kalmayınca. Ben de konuşmayı bitirme kararı aldım. Sonra öğrendim ki aslında kuzenim yazmış ona .Onu ne kadar sevdiğimden bahsetmiş,neler yaptığımdan bahsetmiş. Mesaj atmasını kuzenim istemiş.Sonra anladım zaten. Mal gibi beni sevebileceği ihtimalini düşünmüştüm.Bir daha da ne o yazdı ne ben yazdım zaten. Bir sene geçti. Yeni okula geldim. Herkesten ayrıldım. Bulunduğum şehirden,arkadaşlarımdan, her şeyden. Ama düzelemiyordum.Hatta hissizleşmiştim artık. Ağlayamıyordum. Geceleri donuk bir şekilde tavana bakıyordum. Kendimi bir şeylere vermem gerektiğini fark ettim. Tenis oynamaya başladım ve ders çalışmaya başladım.Sosyal hayatım yoktu. Tamamen okul ev tenis bu şekilde geçiyordu hayatım.Bu zamanda aynı serviste bulunduğum bir çocuk,üst dönem, benimle uğraşıyordu. Sürekli durduk yere beni tersliyor ya da benimle uğraşıyordu. O kadar kördüm ki yaptıklarına hiçbir anlam yüklemiyordum. Tek yaptığım her sabah ve akşam Athena-yalan şarkısı ve çağan ı dinlemekti.Bir gün serviste benimle uğraşan çocuk athena-yalan şarkısını açtı. Ağlamaya başladım.Sonra eve gittim. Koca 2 sene boyunca unutamadım onu. Sürekli merak ettim. Geçenlerde artık alışmıştım. Kendimi derse vermem gerektiğini fark ettim. Çünkü önümde bir üniversite sınavım var. Etüte yazıldım. Her şey güzel gidiyordu. Ta ki bi çocuğu görene kadar. Oydu yani başka açıklaması olamazdı. İnanamadım. Saçlarının rengi,şekli,uzunluğu,gözleri,kaşları,burnu.. İkizi olsa bu kadar benzemezdi. Kalbim tekledi,nefes alamadım. Hani her şey bitmişti? Hani unutmuştun dedim kendi kendime,meğer bitmemiş. Her şey içimde yeniden filizlendi. Yeniden ve yeniden. Ama alıştım sanırım. O olmadığını anladığımda, zaten bir çöküntü yaşadım. Ama alışmam gerekti. Bu arada benle uğraşan çocuk bir sene daha uğraştı ama sanırım bıkmış olacak ki artık uğraşmıyor. Bakıyor serviste ya da teneffüslerde ama eski halinden eser yok. O da değişmiş herkes gibi. Herkes değişmiş. Ama değişmeyen tek şey o. Geçenlerde yine gördüm. Tesadüfen eski şehrimizde gezerken. Saçını kestirmişti. Her halini,sevdiğim çocuk. Kalbim sürekli birileri için atıyor ama tek senin için duruyor. Ama seni suçlamıyorum hiç. Suçlayamam da çünkü elimizde değil. İstediğimiz kişiyi seçemiyoruz. Ama ne var biliyor musun,elimde olsaydı bile ben yine seni seçerdim.Sonunda ne olursa olsun.Olur da bir gün görürsen bu yorumu,anlarsın kendin olduğunu zaten.Ölene dek içimde seni yaşatacağım. Seni hep çok güzel ve ayrı seveceğim.Kendine iyi bak,,